Analiz: İngiltere, Çıkışı Tip 31e Fırkateyninde Buldu



MSI Dergisi Editörü Dr. K. Burak Codur’un,  MSI Dergisi’nin 150’nci sayısında yayımlanan “İngiltere, Çıkışı Tip 31e Fırkateyninde Buldu” başlıklı analizi, derginin İnternet sitesinde paylaşılmıştır:

İngiltere, Tip 23 fırkateynlerinin yerini alacak gemileri belirlemek için çıktığı yolda, Tip 26 sınıfı ile ilgili aldığı kararların ardından, Tip 31e sınıfı ile noktayı koydu. Tip 31e sınıfı fırkateynler, önümüzdeki dönemin İngiliz harp filosunun son bileşeni olarak, Queen Elizabeth sınıfı uçak gemilerine, Tip 45 sınıfı muhriplere ve Tip 26 sınıfı fırkateynlere katılacak.
İngiltere, harp filosundaki gemi sayısı azalsa da hâlâ denizcilik alanında dünyanın referans aldığı ülkelerden birisi. Bu nedenle, İngiltere’nin, muharip deniz gücünün ağır işçileri konumundaki fırkateynlerinin geleceği ile ilgili seçimlerini nasıl yaptığı, ilgi odağı olmaya devam ediyor. ABD’nin, kıyı muharebe gemileri ile fırkateynler arasında gelgitler yaşadığı; Avrupa ülkelerinin, yeni tasarımlarla ihracat pazarlarında müşteri aradığı bir ortamda, İngiltere, kendisine farklı bir yol çiziyor.

Tip 23 sınıfı fırkateynlerden HMS ARGYLL, Karayipler’de, karakol görevi sırasında görülüyor. Tip 23 sınıfı, yerini, Tip 26 ve Tip 31e sınıflarına bırakacak.

Tip 23’ün Varisleri
Kraliyet Deniz Kuvvetlerinin fırkateyn gücü, hâlen, Tip 23 sınıfı gemilerden oluşuyor. Faydalı ömürlerini doldurmaya başlayan bu fırkateynlerin, ilk planlara göre, yerlerini, Tip 26 sınıfı fırkateynlere bırakması öngörülüyordu. Bu görev değişiminin, envanterden çıkan her gemi için, yeni bir geminin envantere girmesi şeklinde olması planlanmıştı. Böylece, planlar, toplam 13 geminin tedarik edilmesi üzerine yapılmaya başlandı. Hedef; 6 adet Tip 45 muhribi ve 13 adet fırkateyn ile toplam 19 gemilik bir güç oluşturmaktı.
Tip 26 ile ilgili tedarik süreçleri, tahmin edilenden uzun sürdü ve sonuçta, maliyetin yüksekliğinin de etkisi ile 8 adet fırkateynin inşa edilmesine karar verildi. Sayıyı 13’e tamamlamak için bulunan formül ise Tip 31e sınıfı fırkateynler oldu.
Aslında Tip 23 sınıfına bakıldığında; 8 adet geminin denizaltı savunma harbi (DSH) yeteneğine sahip olduğu; 5 adedinin ise genel amaçlı olduğu görülüyor. Benzer şekilde, Tip 26 sınıfının ana görevlerinden birisi de DSH olacak ve Tip 31e sınıfı, genel maksatlı kullanım için tasarlanacak. Böylece, mevcut durum da sayısal olarak korunacak. Yine de geçmişte tek bir sınıf ile karşılanan ihtiyaçlar, artık iki farklı sınıf gemi ile karşılanacak.
Tip31e ile ilgili öne çıkan noktalar, şöyle sıralanıyor:
  • İngiltere’nin tedarik edeceği 5 gemi için, gemi başına fiyat, 250 milyon sterlini aşmayacak. 2030’lu yıllarda, Tip 31e fırkateynlerinin sayısının, 5’in üzerine çıkması da seçenekler arasında yer alıyor.
  • Gemiler, İngiltere’de inşa edilecek. Burada, muharip olmayan gemiler için bu gerekliliğin olmadığını not etmek gerekiyor. Örneğin, Kraliyet Deniz Kuvvetlerinin, Queen Elizabeth sınıfı uçak gemilerini de destekleyecek lojistik destek gemileri, Kore Cumhuriyeti’nde inşa ediliyor.
  • Gemilerin, Queen Elizabeth sınıfı uçak gemilerinde olduğu gibi; modüller hâlinde, farklı tersanelerde inşa edilip tek bir tersanede bir araya getirilmesi modeli ile inşa edilmesi tercih edilecek. Bu model, farklı tersaneler için iş olanağı yaratarak, bu tersanelerin yeteneklerini ve varlıklarını sürdürülebilir kıldığı için, özellikle öne çıkıyor.
  • İlk geminin, 2023 yılında envanterde olması planlanıyor.
  • Tip 31e’nin, ihracat pazarlarında da rekabetçi olması isteniyor. İhracat, savunma bakanı seviyesinde ifade edilen bir hedef olarak dikkati çekiyor. İngiltere, Tip 31e’yi, yakın müttefikleri; ABD, Avustralya ve Kanada’nın, farklı gemi programları için teklif etmeyi de planlıyor.

Arrowhead-120

Adaylar Artıyor
Tip 26, Kraliyet Deniz Kuvvetlerinin önde gelen ortağı BAE Systems’in hâkimiyet alanı olsa da Tip 31e, kazananın hâlâ belli olmadığı bir oyun. Bu durum da potansiyel oyuncuların iştahını kabartıyor. Eylül ayında Londra’da düzenlenen DSEI 2017’de, BMT Defence Services’in VENATOR-110 ve Babcock’un Arrowhead-120 tasarımları ön plana çıktı.
BMT, VENATOR-110’un modüler tasarımı ile farklı ihtiyaçlara uyarlanabilirliğini ve modüler olarak inşa edilebilmesini ön plan çıkarttı. Tasarım, 3 ana sürüme; genel amaçlı fırkateyn, karakol fırkateyni ve karakol gemisi sürümlerine sahip. Bu sürümler arasında, platform ve görev sistemleri farklılık gösteriyor ve bu doğrultuda, maliyetler de değişiyor.
Genel amaçlı fırkateyn sürümünde, VENATOR-110, maliyet-etkin ve kendi başına görev yapabilecek bir platform sunuyor. Görevleri arasında; ticari gemilerin korunması, kıyıdaki kuvvetin korunması, su üstü harbi ve muharebe sahasında durum farkındalığının sağlanması yer alıyor. Bu sürümün genel özellikleri şöyle sıralanıyor:
  • Uzunluk (Genel): 117 m
  • Uzunluk (Satıh): 107 m
  • Su Çekimi: 4,3 m
  • Deplasman: 4.000 ton
  • Azami Genişlik: 18 m
  • Azami Sürat: >25 deniz mili
  • Seyir Siası: 15 deniz mili süratte 6.000 deniz mili
  • AW101 Merlin ve daha küçük boyuttaki helikopterlerin operasyonunu destekleme
BMT, Tip 31e’nin gereksinimleri ile uygun olarak, VENATOR-110’un tekne formunu, dünya denizlerinde görev yapacak şekilde tasarladığını vurguluyor. Bu, geminin, farklı deniz durumlarında görevini devam ettirebilmesi anlamına geliyor. Ayrıca, tasarım da teknenin, geminin ömür devri boyunca deplasmanda yaşanabilecek artışa rağmen kararlılığını muhafaza edebilmesi sağlayacak şekilde yapılıyor.

VENATOR-110

VENATOR-110, farklı savaş yönetim sistemlerinin kullanımına hazır olarak tasarlandı. Silahların entegrasyonunu kolaylaştıracak tedbirler de alındı. Gemi, dizel ana makinaların kullanıldığı CODAD (Combined Diesel and Diesel) konfigürasyonuna sahip.

VENATOR-110’un savaş harekât merkezi

85 kişilik mürettebat ile görevlerini yerine getirebilen VENATOR-110, helikopter personeli ve tim ile birlikte, 106 personeli barındırabiliyor. Bu rakamın üzerine, 18 kişilik geçici personel de eklenebiliyor.
Babcock ise Arrowhead-120 ile kendini ispatlamış ve ticari denizcilik alanında da kullanılan çözümlerle maliyet-etkinliği sağlamayı vaat ediyor. Böylece, uyarlanabilir ve esnek bir mimari sunuyor.
Arrowhead-120’nin başlıca özellikleri şöyle sıralanıyor:
  • Uzunluk: 120 m
  • Azami Genişlik: 19 m
  • Deplasman: Yaklaşık 4.000 ton
  • Azami Sürat: >24 deniz mili
  • Seyir Siası: 15 deniz mili süratte 6.000 deniz mili
Arrowhead-120’nin dikkat çekici özelliği ise V-22’nin operasyonuna da imkân sağlayan helikopter pisti. Bir diğer farkı ise tahrikinin, dizel ve elektrik motorlarının bir arada kullanıldığı CODLAD (Combined Diesel-Electric and Diesel Engine) konfigürasyonunda olması.
Babcock, Arrowhead-120’de, iFrigate teknolojisi ile de fark yaratmayı hedefliyor. Bu teknoloji, performansı gerçek zamanlı olarak izleyerek, gemileri, veri analizi çağına taşıyor.

Tip 31e sınıfı fırkateynlerin, modüller hâlinde farklı tersanelerde inşa edilmesi ve sonrasında bir araya getirilmesi planlanıyor.

Alınabilecek Dersler Var
İngiltere’nin fırkateynlerle ilgili verdiği kritik kararlar, Türkiye’nin, İ sınıfı fırkateynlerle yoluna devam ettiği dönemle örtüşüyor. İngiltere’nin yaşadığı süreçte gündeme gelen aşağıdaki konular, Türkiye’nin gemi inşa sektörü için de değerlendirilebilecek noktalar olarak öne çıkıyor:
  • İngiltere’nin ihracata vurgu yapması, konunun, gemi inşa sanayisi açısından taşıdığı öneme bir kere daha dikkat çekiyor. 2020’li yılların sonlarında; Tip 26 ve Tip 31e sınıfları, yeni envantere girmiş; Tip 45 sınıfı ise henüz faydalı ömrünü doldurmamış olacak. Bu dönemde tersaneleri meşgul tutacak mesai ise ya ihracat projeleri ya da tedarik edilecek ek Tip 31e sınıfı fırkateynler olacak. Türkiye, İ sınıfı fırkateynlerin inşasını özel tersanelere açarken, hem askeri hem de özel tersanelerin geleceği ile ilgili benzer planlamaların da gündeme gelmesi gerekecek.
  • İngiltere, tersanelerinin kısa vadeli sürdürülebilirliği için, modüler gemi inşasını gündeme getiriyor. Böylece, işin farklı tersaneler yayılması ve bu tersanelerin, gelecekte de oyunda kalması hedefleniyor. Türkiye’de de böyle bir modelin işleyip işlemeyeceği, tartışmaya açık bir konu.
  • İngiltere, yaklaşık 40 yıldır, fırkateyn boyutunda gemi ihraç etmemesine rağmen (envanter dışına çıkartılıp satılan ya da hibe edilenler hariç), gemi tasarımı yapabilecek bir kaç tane “tasarım evi”ne sahip olmaya devam ediyor. Bu kuruluşlar, Tip 31e için yetkin bir rekabet yaratarak, değerlerini gösteriyorlar. Türkiye’de ise sadece STM, böyle bir kimlikle öne çıkıyor.

Tip 26 sınıfı ile ilgili güncel bir çizim.

Geçtiğimiz yıllarda, İngiltere’nin, Tip 26 sınıfı fırkateyn için iş birliği yapmak istediği ülkeler arasında, Türkiye de vardı. Tip 26 sınıfı ile ilgili gelişmeler planlandığı gibi gitmeyince, bu iş birliği de rafa kalktı. Milli Muharip Uçak Geliştirilmesi (TF-X) projesi örneğinin gösterdiği gibi, Türkiye ve İngiltere’nin iş birliği yapma potansiyelini, hiçbir zaman göz ardı etmemek gerekiyor. Deniz platformları, şartlar uygun olduğunda, yeni iş birliklerinin kapısını aralayabilir.
http://bit.ly/2C4qCYM