Teknopark İstanbul bin 350 milli projeye ev sahipliği yapıyor

Savunma Sanayii Başkanlığı ve İstanbul Ticaret Odasının ortaklığıyla 2014'te kurulan Teknopark İstanbul, 280 firmanın geliştirdiği bin 350 milli projeye ev sahipliği yapıyor.


Milli teknoloji hamlesini başlatan Türkiye, bu yolda emin adımlarla ilerliyor. Girişimciliğin temel taşlarından biri halini alan Teknokent'lerin sayısı 81'e ulaştı.

Teknokent, "bir fikrim var" diyen girişimcilerin, o fikirlerini ticari ürüne dönüştürdüğü yer anlamına geliyor. Sabiha Gökçen Havalimanı'nın hemen yanında yer alan "Teknopark İstanbul" o merkezlerden biri. Teknopark İstanbul, Savunma Sanayii Başkanlığı ve İstanbul Ticaret Odası'nın ortaklığıyla 2014'te kuruldu.

“Savunma sanayine iş yapan firmalarımız kampüsümüzde yer alıyor”

Türkiye’de yerli ve milli projelere daha fazla ihtiyaç duyulduğu bu günlerde Teknopark İstanbul’un büyük bir yükü sırtlanmış durumda olduğunu dile getiren Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, “Bunu biz büyük bir gururla anlatıyoruz. Şu anda hem bahsettiğim vakıf şirketleri, SYM, ROKETSAN, ASELSAN gibi hem yine özel sektörden savunma sanayine iş yapan firmalarımız kampüsümüzde yer alıyor.” dedi.


“Bin 350 milli projeye ev sahipliği yapıyor”

210 bin metrekare alanda kurulan Teknopark İstanbul, 280 firmanın geliştirdiği bin 350 milli projeye ev sahipliği yapıyor. Hedef ise 2023 yılına gelindiğinde, 1 milyon metrekare kapalı alanda, bin firmayla Türkiye’ye yaklaşık 10 milyar dolar katma değer sağlamak.


Genç beyinlerin ilk durağı kuluçka merkezleri

Diğer teknokentlerdeki gibi burada da genç beyinlerin ilk durağı kuluçka merkezleri. Bu noktada gençlere her zaman kapılarının açık olduğunu belirten Topçu, “Biz onları sürekli eğitimlerle, eğer şirketleşmedilerse nasıl şirketleşecekleri noktasında, ticari hayata atılmanın gereklilikleri noktasında birçok farklı firmalar aracılığıyla da eğitime tabi tutuyoruz kendi eğitimlerimiz var.” ifadelerini kullandı.


“Atıl olan cihazı tamir ettik ve elmas üretebileceğimizi gördük”

Laboratuvar ortamında elmas üretimi gerçekleştiren Taylan Erol o girişimcilerden biri. O ve 2 sınıf arkadaşı sayesinde Türkiye, bu üretim teknolojisine sahip 4 ülkeden biri oldu. Erol, “Beraber bir şey oluşturabilir miyiz? Beraber bir katma değer katabilir miyiz? Bunun üzerine kafa yorduk ve daha sonradan atıl halde bulduğumuz bir CVD makinasının elmas ürettiğinin farkına vardık. Bu atıl olan cihazı tamir ettik ve elmas üretebileceğimizi gördük.” dedi.


Yunan balıkçıların en büyük yardımcısı

Teknoparklarda yönünü bulan bir başka girişimci Ali Baran. Baran'ın 3 yıl önce hayata geçirdiği balık sayma makinesi bugün Yunan balıkçıların en büyük yardımcısı. Baran, “Balıklar havuzlarda yetişiyor. Havuzlardan başka bir havuza ya da başka bir ortama aktarılırken küçük bir pompa ya da şey içerisinden geçiriliyor. Bizim koymuş olduğumuz bir kamerayla ve bilgisayar sistemiyle balıkları gerçek zamanlı olarak sayabiliyoruz.” ifadelerini kullandı.


İnsansız kara aracı: Alkar

Murat Yılmaz ve ortağı da, Teknopark'taki kuluçka merkezine, insansız kara aracı "Alkar" projesi ile kabul edildi. Alkar ismini verdikleri meskun mahal müdahale aracının, sokak çatışmalarında, terör olaylarının olduğu yerlerde ve askeriyenin kullanabileceği alanlarda hareket edebilecek bir araç olduğunu belirten Yılmaz, “Bir yerde bir olay varsa askerimiz ya da polisimiz olay yerine gitmeyecek. Önce bu araç gönderilecek ve kameralar vasıtasıyla da uzaktan olay farkındalığını önceden öğrenilebilecek.”


Şirketlerin yanı sıra İstanbul'daki 10 üniversite de Ar-Ge faaliyetlerini burada yürütüyor.

Tüm etaplarının tamamlanmasının ardından Teknopark, 2023 yılında 30 bin kişinin çalıştığı dev bir teknoloji kentine dönüşecek.